A.Gazi ÇATALKAYA

Küreselleşme Ve Prekarya

A.Gazi ÇATALKAYA

1990 yılları SSCB’nin çöküşüyle ABD’nin dünya ülkelerine olan siyasi nüfuzu daha da arttı. ABD etkisinin dünya ülkelerine etkisi küreselleşme olarak ifade ediliyordu.
İki binli  yılarda küreselleşme kavramı tartışılıyordu. Küreselleşmenin siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak diğer ülkelere etkide bulunacağı, ülkelerin siyasi haritalarını bile değiştireceği konuşuluyordu.
Küreselleşmenin siyasi,sosyal,kültürel etkilerinden ziyade ekonomik paradigmasıyla çalışma hayatına getirdiği değişiklikler ve düzenlemelerle ilgili konulardan bahsetmek istiyorum.
Japon mucizesi denilen 1960-70 yıllarda, işçiler arasında katı hiyerarşinin uygulandığı, işçinin emekli olana kadar istihdam edildiği, kıdem ve yaşına göre ücretlerin kesilmediği ve sendikaların işçinin haklarını koruduğu şirket modeli geçerliydi. Bu şirket modelinin küreselleşme dönemine uyum gösteremeyeceği düşünüldüğünden şirketler, hukuk yapılarını,  Amerikan modeli temel alarak şirket yasalarını değiştirdiler.
Ücretler performans üzerinden verilecek, şirketlere yabancı yöneticiler atanmaya başlanacak, yaşa bağlı değil de yetkinliğe bağlı atamalar gerçekleşecek, şirketleri müdürler değil de hissedarlar ve finans sermaye sahipleri yönetmeye başlayacaktı.
Şirket hisselerinin halka arzı yaygınlaşmaya başlarken şirketlerin yabancılar tarafından alınmaya başlaması daha kolay hale geliyordu.
Küresel finans sermayesi 2007 yılında üçlü birleşme yasasıyla yabancı şirketler kendilerine bağlı alt şirketler vasıtasıyla hisseleri kullanarak örneğin Japonya’da şirketleri satın aldılar.
 ABD ulusal şirketler dünyanın bir çok yerinde iş yapmak için ülkelerinde ürettikleri malların maliyetlerinin daha altında Çin ve Hindistan gibi nüfusu fazla ,emek ve işgücü ucuz ülkelere yatırım yaptılar . Dev teknolojik şirketler Çin, Tayvan  gibi ülkelere yatırım yaparak dünyanın en büyük fason üretim merkezlerini kurdular. Mevsimlik işçiler, sözleşmeli personeller, taşeronlaşma, sendikası olmayan sendikası olsa da patrona yakın sendikada olunan işçiler açıkçası güvencesi olmayan işçi grupları yeni bir sınıf türünden adını bahsettirdi:PREKARYA
Esnek çalışma adı altında faturasını ödeyebilmek için iki iş yapan, iş yaptığı kurumda geçici olduğu için kariyer planlaması yapamayan kurum aidiyeti geliştiremeyen, sendikası olmayan, mevsimlik işçi olan ,ucuz emek işgücü piyasasının vazgeçilmezi olan prekarya sınıfından sosyologlar söz etmeye başladı.
Bir yerde esnek çalışma modelinden, yarı zamanlı çalışmadan bahsediliyorsa iş güvencesinden, emeklilik tazminatlarından, sendikalı olmaktan ve bir çok iş hayatında haklardan vazgeçilmesi isteniyor demektir
Bu da prekarya sayısını artırmaktan başka bir şey değildir.

Yazarın Diğer Yazıları