Ağbaba, Tbmm'de Zirai Don Ve Üreticilerin Taleplerini Konuştu
'Dünyada Kendine Yeten 7 Ülkeden Biriydik'
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 'Devletin, mutlaka, çiftçiye, ağacı olan, bahçesi olan herkese -ama kayıtlı olsun olmasın- dönüm başına koşulsuz destek vermesi gerekiyor, yoksa, Malatya'nın hayatta kalması mümkün değil.'dedi. Ağbaba, 'Bir ayı aşkın süre geçti hala ses yok, beş kuruş para verilmedi, Malatyalı sizden müjde bekliyor.' İfadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba TBMM Genel kurulunda Dünya Çiftçiler günü nedeniyle yaptığı konuşmada üreticilerin sorunlarını, Malatya'nın da aralarında olduğu 36 ilde 1 ay önce meydana gelen zirai don felaketini ve şehirlerin ayağa kalkması için üreticilere yapılması gereken destekleri dile getirdi.
Fendoğlu'na geçmiş olsun
Ağbaba, MHP Milletvekili Mehmet Fendoğlu'na geçmiş olsun dileklerini ileterek başladığı konuşmasında 'Öncelikle, geçtiğimiz hafta Malatya Milletvekilimiz, MHP milletvekili Mehmet Fendoğlu ağır bir kalp ameliyatı geçirdi, hem Gurubuna hem sevenlerine hem de dostlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz; sağlığının iyi olduğunu da ifade etmek istiyorum.' Dedi.
Çiftçinin alın terinin, emeğinin karşılığını aldığı bir dönem yaşanır
'Bugün Dünya Çiftçiler Günü' diyen Ağbaba, 'Ben, tüm çiftçilerimizin bu gününü kutluyorum. Umarım, önümüzdeki dönemlerde çiftçinin alın terinin, emeğinin karşılığını aldığı bir dönemi yaşarız. Maalesef, AKP iktidarı çiftçiyi devletin, ekonominin üzerine yük olarak gören bir anlayışla ülkeyi idare etmeye çalışıyor ve bu neticede de artık her şeyi ithal eden bir ülke hline geldik. Eskiden okula gittiğimizde ilk öğrendiğimiz şeylerden biri şuydu: Dünyada kendine yeten 7 ülkeden biriydik ama artık çeşitli nedenlerle kendi, öz, bize ait ürünleri bile üretmekten mahrum olduk; bunun da en önemli sebebi siyasettir, onun da altını çizmek istiyorum' ifadelerini kullandı.
Büyük bir felaketle karşı karşıyayız
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba 'dönem dönem tarım ürünleriyle ilgili hem soğuktan hem dondan hem de çeşitli iklim şartlarından zarar olur, ziyan olur. En son, 2014 yılının 30 Martında Malatya büyük bir felaket yaşamıştı, o gün bile çeşitli bölgelerde ayakta kalan ürünler olmuştu ancak, 12 Nisan gecesi bir büyük felaket oldu, 30'un üzerinde ilde oldu ama Malatya yüzde 100 oranında tarım ürünlerini kaybeden il oldu. Büyük bir felaket oldu, sert çekirdekli bir tane meyvemiz yok; kayısı, badem, kiraz, elma, ceviz, erik, ekin, ne varsa yandı, bitti. Yani bunu belki sözle ifade edemem ama Malatya'da bir bahçeye girdiğiniz zaman bunu gözlerinizle görürsünüz. Sadece ürünleri yanmadı, dal yandı, ağaç yandı yani bir büyük felaketle karşı karşıyayız. 6 Şubatta Malatya büyük felaketi yaşadı, büyük depremi yaşadı ama ikinci depremi de şimdi yaşıyoruz, büyük bir felaketle karşı karşıyayız.' Dedi.
Kayısı denilince akla çocuğun geleceği gelir
'Sizin için 'kayısı' deyince çok sevdiğiniz, dünyanın en güzel kayısısı aklınıza gelebilir ama bizim için kayısı deyince akla güven gelir, güven' İfadeleriyle konuşmasını sürdüren Ağbaba, ' İnsanların, esnafın da çiftçinin de lokantacının da kamyoncunun da kayısı deyince aklına güven gelir, çoluğunun çocuğunun geleceği gelir, gelinlik parası gelir, defter parası gelir, ayakkabı parası gelir. Bir büyük felaketi yaşadık ve Malatya'da şu anda kayısı yandı kül oldu. Deprem felaketi yaşandı ama bir de şu anda büyük bir psikolojik sorunla karşı karşıyayız, insanlar büyük bir belirsizlikle karşı karşıya; ne olacağı belli değil. Hemen 12 Nisandan sonra, hatırlarsanız, burada bizim de önerimizle, grubumuz önerisiyle bir kayısı araştırma komisyonu kuruldu, bugün çalışmaya başlıyor. İnşallah doğru tespitler yapar, sorunlara çözüm önerisi bulur ancak değerli arkadaşlar, çok zor durumdayız, onu söylemek istiyorum, ağaçlarımız yanmış durumda.' dedi.
Devlet hiç olmazsa dönüm başına 10 bin lira masrafı ödemesi gerekiyor
Zirai don felaketinin ardından otuz günü aşkın bir süre geçtiğini, hl insanlar ne olacağını bilmediğini ve bekleyiş içinde olduğunu belirten CHP Milletvekili Ağbaba, 'Çiftçiler 'Ne olacak acaba?' diye bekliyor. Kimselerden bir haber yok. On altı on yedi ay boyunca Malatyalı çiftçi para kazanamayacak. Sadece bu yılın ürünü yanmadı, önümüzdeki yılın ürünü de yandı, önümüzdeki yıl da kayısı tutmayacak, ceviz tutmayacak yani hiçbir meyve olmayacak. 1 dönümün ortalama masrafı kimi rakamlara göre 13 bin lira deniyor, hadi 10 bin lira deyin değerli arkadaşlar, devletin hiç olmazsa bu 10 bin lira masrafı dönüm başına vermesi gerekiyor. Kayısı tuttu diye tutsa da aynı masrafı yapıyorsunuz, tutmasa da aynı masrafı yapıyorsunuz; aynı ilaç, aynı gübre, aynı mazot, aynı sulamayı yapmak zorundasınız, ağaç yeşerecekse bunu yapmak zorundasınız. Dolayısıyla, bizim masrafımız sadece bu yıl için değil yani geçtiğimiz dönem için değil, önümüzdeki dönemde masrafımız olacak. Çiftçi bunu neyle yapıyor? Malatya'da sokağa çıksanız herkes bilir, herkes temmuz ayını bekler, ağustos ayını bekler. Çiftçi gider ilaççıdan ilacını alır, gübreciden gübresini alır, bakkaldan ekmeğini alır, mevsimlik işçinin yiyeceğini içeceğini alır bakkaldan borçlanır temmuz ayına. Şimdi, borçlanma oldu mu? Oldu. Mazot harcandı mı, su harcandı mı, gübre harcandı mı, ilaç harcandı mı? Oldu. Maalesef bunu ödeyecek gücü yok. Ayrıca, bu dönem o ağaçlar kurumasın diye daha fazla ilaç atması lazım, masraf 2 kat artacak. Dolayısıyla devletin, mutlaka, çiftçiye, ağacı olan, bahçesi olan herkese -ama kayıtlı olsun olmasın- dönüm başına koşulsuz destek vermesi gerekiyor, yoksa, Malatya'nın hayatta kalması mümkün değil.' İfadelerini kullandı.
Destek verilsin, borçlar ertelensin
Veli Ağbaba 'Üreticinin çok önemli talepleri var: Mutlaka, Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan borçlar bir yıl vadesiz ve faizsiz ertelenmelidir. Ve sadece Ziraat Bankasına, Tarım Kredi Kooperatiflerine değil bir de Denizbank var, özel bankalar var; özel bankalara olan borçlar da mutlaka faizsiz en az bir yıl ertelenmelidir. Bir öneriyi de burada dile getirmek istiyorum: Depremde bir kısmı verilmişti, çiftçiye iki yıl sonra ödemesi başlayan faizsiz kredi de mutlaka verilmeli ve çiftçi ancak bu durumda ayağa kalkabilir.' Dedi.
Bir de 'TARSİM' diye bir kurum var
'Bir de 'TARSİM' diye bir kurum var' diyerek konuşmasını sürdüren Ağbaba, ' Maalesef, prim oranları çok yüksek olduğu için çiftçinin ancak yüzde 15'i ürününü sigorta edebiliyor. Bu TARSİM'e de insanların ulaşabilecekleri, prim ödeyebilecekleri bir düzenleme yapılmalı. TARSİM, maalesef, örneğin bu don oldu, büyük felaket oldu, yüzde 60'ını ödüyor; doluyu başka bir oranda ödüyor. Mutlaka TARSİM'in primlerinin düşürülmesi lazım. Elektrik, su paralarına bu dönem maalesef yüzde 100 zam yapıldı. Bu zam geri alınmalı ve çiftçinin sulama borcu ertelemeli. Kısaca, değerli arkadaşlar, eğer destek olunmazsa çiftçi ayakta kalamayacak. Maalesef, bir ayı aşkın süre geçti hala ses yok, beş kuruş para verilmedi, çiftçi sizden müjde bekliyor, Malatyalı sizden müjde bekliyor.' Dedi.