Çiğremiş Rektör Adaylığını Açıkladı

Çiğremiş Rektör Adaylığını Açıkladı

Malatya İnönü Üniversitesine Rektör adaylığını açıklayan, Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yılmaz Çiğremiş “Bilimsel araştırmalarda proje yönetimi oldukça önemlidir. Mevcut iş gücünü eğer iyi yönetemezseniz projede ki çıktılarınıza da ulaşmanız zorlaşır” dedi.

İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne adaylığını açıklayarak,İnönü Üniversitesinin üreten bir üniversite olabilmesi için Ulusal ve Uluslararası alanda üreten bir üniversite haline gelmesinin oldukça önemli bir konu olduğunu dile getirerek sorularımızı şöyle cevapladı..

İnönü Üniversitesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz ÇİĞREMİŞ ile söyleşi

İnönü Üniversitesi

Sayın Hocam sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1972 yılında Kayseri'de doğdum. 1994 yılında İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden mezun oldum. 1995 yılında Kars Kafkas Üniversitesi Moleküler Biyoloji Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladım ve Kafkas Üniversitesi adına 2547 sayılı Kanun'un 35. Maddesine istinaden Yüksek Lisans ve Doktora eğitimimi İnönü Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü'nde tamamladım. Daha sonra 6 yıl boyunca Kars Kafkas Üniversitesinde mecburi hizmetim boyunca çalıştım ve Kafkas Üniversitesi'nde TÜBİTAK tarafından desteklenen Kariyer projemle Kafkas Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde hayvan deney laboratuvarı ve Moleküler Biyoloji araştırma laboratuvarını kurdum. 2005 yılında Kafkas Üniversitesinde iken TÜBİTAK yurt dışı doktora sonrası burs programıyla ABD'de 3 ay süre ile Washington Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Saint Louis, MO'de Anestezi ve Moleküler genetik bölümünde çalışmalarda bulundum. 2009 yılında tekrar Malatya İnönü Üniversitesinde yardımcı doçent olarak göreve başladım. İnönü Üniversitesinde de birçok TÜBİTAK projesinde yürütücü, araştırıcı ve danışman olarak çalıştım. Doçentliğimi 2010 yılında Tıbbi Biyoloji alanında aldım ve İnönü Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalına atandım. Aynı anabilim dalında 2015 yılında profesör olarak atandım. Öğrenciliğimde dahil olmak üzere Malatya'da 26 yıllık bir akademik geçmişim var. Akademik kariyerim boyunca Kafkas Üniversitesinde 2006-2009 yılları arasında Moleküler Biyoloji Anablim Dalı Başkanlığı, İnönü Üniversitesinde 2016-2018 yılları arasında İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığı görevi, İnönü Üniversitesi Yönetim Kurul Üyeliği, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyeliği, İnönü Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Üyeliği, Sürgü Meslek Yüksek Okulu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini yaptım. Uluslararası birçok dergide hakemlik görevlerim oldu.

İnönü Üniversitesi'nin Ulusal ve Uluslararası alanda bilimsel olarak tanına bilirlik ve başarısının artmasında sizce neler yapılabilir?

İnönü Üniversitesinin Ulusal ve Uluslararası alanda bilimsel ivmeyi yakalayabilmesi için kurumsal kimlik kazanması ve kendisine yeterli (üretken) ve kendisini devamlı yenileyen bir üniversite haline gelmesi, araştırma geliştirme faaliyetlerine yeterli zemin ve desteği sağlaması, konusunda uzman bilim insanlarına ulaşması veya mevcut uzman bilim insanlarının üniversiteden ayrılmasını önlemesi, problemlerin çözümünde çoğulcu katılımı sağlaması, bulunduğu bölge dışındaki bölgeler için de çekiciliği olması, öğrencilerine ve personeline kaliteli ve yüksek sosyal imkânlar sağlaması, fakülte bazında yeni açılacak bölümlerde güncel mesleklere hitap etmesi, ulaşım, barınma, güvenlik ihtiyaçlarını gidermiş olması, üst yönetimi ile öğrencileri, akademik ve idari kadroları arasında iletişiminin iyi olması ve hayatını sürdürdüğü sosyal ortamı, şehri sahiplenerek bilimsel ve sosyal yönden aktif olan projeler ve politikalar geliştirmesi kanaatindeyim.

İnönü Üniversitesinde stratejik öneme sahip birçok biyoteknolojik ürünün araştırılması, geliştirilmesi ve üretilmesinin Ülkemiz ve İnönü Üniversitesine sunacağı katkılar hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Dünyada bilimsel bilgi ve donanım açısından oldukça iyi bir konumda olan Ülkemiz biyoteknolojik alanda yapılacak Ar-Ge faaliyetleri ile daha da ileri gidebilir. Ülkemiz Covid-19 ve olabilecek benzeri salgınların önlenmesi ve tedavi stratejilerinin geliştirilmesi için yapılacak aşı, ilaç vb. ürünlerin geliştirilmesi ile dünyada bu alanda oldukça hatırı sayılabilir bir konuma gelebilecektir. Covid-19 aşısının Ülkemiz tarafından üretilmesi dünyada ülkemizi hem bilimsel hem de ekonomik manada oldukça önemli konumlara getirecektir. Meseleye bu açıdan bakıldığında Ülkemizde hızla kurulabilecek olan “Ulusal Aşı Araştırmaları Yönetim ve Koordinasyon Merkezi” kontrolünde Üniversite ve ilgili kamu kurumlarımızın mevcut bilgi birikimi ve donanımları birleştirilerek hedefe yönelik araştırmaların hızla ve tek bir merkezden yapılabilmesinin önemli olduğunu düşünmekteyim. Bundan yaklaşık 10 yıl kadar önce Devlet Planlama Teşkilatına değerli bir çok araştırmacı ile birlikte yürütücü olarak sunduğum “Biyoteknoloji Araştırma, Uygulama ve Eğitim Merkezi” proje önerimizde İnönü Üniversitesinde “aşı” çalışmaları da dahil olmak üzere Ülkemiz için stratejik öneme sahip birçok biyoteknolojik ürünün araştırılması, geliştirilmesi ve üretimi ile ilgili bir birimin kurulması hedeflenmişti. Bugünde hala güncelliğini koruyan bu projenin hayata geçirilmesi ve “Ulusal Aşı Araştırmaları Yönetim ve Koordinasyon Merkezi” kontrolünde araştırma faaliyetlerini yürütmesinin Ülkemiz ve İnönü Üniversitesi için oldukça önemli olacağı kanaatini taşımaktayım.

Aşı araştırmaları için finans, maliyet ve güvenlik gibi konular önem arz etmektedir. Bu konuda neler söylemek istersiniz.

Ürünü elde edeceğimiz metotta aradığımız özelliklere baktığımızda metodun güvenilir, tekrarlanabilir, yüksek verimlilik sağlayan, hızlı ve ekonomik olarak ucuz olan bir yöntem olması bizim için önemlidir. Bunları başarabildiğinizde elde ettiğiniz ürünü de sunmanız daha kolaylaşır. Olaya Koronavirüs salgını açısından baktığımızda bu hastalıkla ilgili olarak acilen bir aşının veya ilacın başarılı bir şekilde üretilmesinin insanlık için ne kadar önem arz ettiği tartışılmaz bir gerçektir. Bu bağlamda salgınla ilgili Ar-Ge için yapacağımız yatırımların bir merkezin yönetimi ve koordinesinde yapılması hem finans hem de maliyet açısından oldukça avantaj sağlayacaktır.

Şu anda salgın bütün dünyada hızla yayılmaktadır. Üretilebilecek aşı veya ilaçlar her ülke için stratejik milli öneme sahiptir. Ülkemiz bu konuda mutlaka her türlü tedbiri almıştır. Bu salgınla gördük ki her ülke kendi üretimiyle ayakta kalacaktır. Yani tüketen toplum yerine üreten bir toplum, tüketen üniversite yerine üreten bir üniversite artık kaçınılmazdır. Aşı ve ilaçların geliştirilmesi milli açıdan stratejik öneme sahip olduğu için ilgili birimlerde istihdam edilecek araştırmacıların güvenliği de mutlaka Devletimiz tarafından sağlanmalıdır.

Bu tür araştırmaların başarısı açısından yönetim modelinden söz edebilir misiniz?

Bilimsel araştırmalarda proje yönetimi oldukça önemlidir. Mevcut iş gücünü eğer iyi yönetemezseniz projede ki çıktılarınıza da ulaşmanız zorlaşır. Bu bağlamda her araştırmada iyi bir sonuç almak için mutlaka bir ekip çalışmasına ve iyi bir proje yönetimine ihtiyaç vardır. Araştırmalarda bireysellik yerine iyi bir organizasyonla çok disiplinli ve hedefe yönelik çalışmaların yapılması araştırmadaki başarıyı da beraberinde getirecektir. Şu anda bütün dünyanın yaşadığı salgında üretilebilecek aşı veya ilaçlar içinde ülkemizde yapılacak araştırmaların “aşı üretimi” örneğinde verdiğim gibi “Ulusal” bir merkezden yönetilmesi ve koordine edilmesi başarıyı yakalamamızda oldukça etken rol oynayacaktır.

İnönü Üniversitesinin üreten bir üniversite olabilmesi için başka hangi projeler geliştirebilir.

İnönü Üniversitesinin Ulusal ve Uluslararası alanda üreten bir üniversite haline gelmesi oldukça önemli bir konudur. Üreten üniversite ekonomik açıdan da ülke ekonomisine katkı sağlayacak üniversite olacaktır. Bilimsel araştırmalar açısından patentlerin alındığı, yapılan araştırmaların endüstriye aktarılarak ürüne dönüştüğü ve böylece ülke ekonomisine katkı sağlanabildiği araştırmaların yapılması gereklidir. Üreten bir üniversite olmak için yine Üniversitemiz bünyesinde bilgisayar, optik sistemleri geliştirme ve üretme, yapay zekâ ve makine öğrenmesi algoritmaları çalışabilecek veri bilimi ve yapay zekâ araştırma ve uygulama merkezi, dijital yazılım ve makine, elektrik-elektronik mühendisliklerine hitap edecek Ar-Ge birimlerin kurulması ile bu birimlerde özellikle istihbarat, savunma sanayii, uçak ve uzay araştırmalarında kullanılmak üzere ürünler geliştirilebilir. Üniversite ve bulunduğu sosyal ortamın birbiri ile kaynaşmasının da bilimsel üretken bir üniversite açısından oldukça önemli olduğunu düşünmekteyim. Üniversitenin çocuklarımıza, gençlerimize bilimi, sanatı ve sporu sevdirmesi kurulabilecek Fen, Sosyal, Sanat ve Spor Bilimlerini bir arada toplayan bir bilim, sanat ve spor merkezi ile olabilir. Bu merkezde ata sporlarımız dahil sporun birçok dalının öğretildiği, sanatın bir çok alanının tanıtılabildiği, fen bilimlerinin uygulamalı olarak öğretilebildiği bir bilim merkezi ile üniversitemiz ve bulunduğu sosyal ortam birbiri ile kaynaşacak, çocuklarımıza, gençlerimize bilim, spor ve sanat sevdirilebilecektir.

RÖPORTAJ :SAİD YALÇIN

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme