Gıda Terörü: İnsan Sağlığı Bilerek Tehlikeye Atılıyor
Avukat Aydın İş Kur, Türkiye'de giderek artan gıda güvenliği skandallarının artık kamu güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaştığını belirterek sert açıklamalarda bulundu.
Avukat Aydın İş Kur sosyal medya kişisel hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’de giderek artan gıda güvenliği skandallarının artık kamu güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaştığını belirterek sert açıklamalarda bulundu. Son dönemlerde sık sık gündeme gelen bozuk, sahte veya insan sağlığına zararlı gıda üretimi ve satışı vakalarının, idari para cezalarıyla geçiştirildiğini söyleyen İş Kur, mevcut yaptırımların caydırıcı olmaktan çok uzak olduğunu ifade etti.
“Yetersiz cezalar ahlaksızları cesaretlendiriyor”
Aydın İş Kur'a göre piyasadaki fahiş fiyat artışları, daha fazla kâr hırsıyla hareket eden kötü niyetli üreticilerin önünü açıyor. Bu durumun da tüketicinin sağlığını doğrudan tehdit eden sonuçlar doğurduğunu belirten İş Kur, “Bu, yalnızca bir ahlak sorunu değildir. Yetersiz cezalar yüzünden insanlar bile bile zehirleniyor. Bu tablo artık kamu güvenliğini tehdit eder boyuttadır.” dedi.
“Bozuk gıda bir silah niteliği taşır”
Avukat İş Kur, mevcut ceza kanunlarının geniş yorumlanması gerektiğini savunarak çarpıcı bir öneri getirdi. Bozuk veya insan sağlığına zararlı olduğu bilinen ürünleri üretip piyasaya süren kişilerin, ortaya bir ölüm çıkması durumunda TCK 82. madde kapsamında, yani kasten öldürmenin nitelikli halleri üzerinden yargılanması gerektiğini söyledi.
İş Kur şu ifadeleri kullandı:
“Bir gıdanın bozuk olduğunu bilerek üreten ya da satan kişi, aslında eline bir silah almış demektir. Silah tanımı sadece klasik anlamıyla sınırlandırılmamalı. İnsan sağlığına bilerek zarar veren her unsur, işlevsel olarak bir silahtır. Bozuk gıdalar da bu kapsamda değerlendirilmelidir.”
“Çözüm basit: Caydırıcı cezalar”
Uzmanlara göre gıda güvenliği alanında yaşanan sorunların temelinde, denetim ve yaptırımların yetersizliği bulunuyor. Mevcut sistemde uygulanan idari para cezalarının, üretici firmalar tarafından çoğu zaman “işletme maliyeti” olarak görüldüğü ve caydırıcılık özelliğini kaybettiği vurgulanıyor.
Aydın İş Kur, bu noktada çözümün oldukça net olduğunu belirterek, “İdari yaptırımlar ve cezalar ciddi şekilde artırılmalı. Bozuk gıda üretip satanlara yönelik cezai yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır. Aksi takdirde bu sorun her geçen gün büyüyecek.” diye konuştu.
Artan skandallar toplumsal güvensizlik yaratıyor
Son yıllarda sahte sucuk, bozulmuş et, sağlıksız süt ürünleri, katkı maddesi hileleri ve merdiven altı üretim gibi çok sayıda vaka kamuoyunun gündemine oturdu. Uzmanlar, bu gidişatın yalnızca tüketici sağlığını değil, aynı zamanda devlet otoritesine ve denetim mekanizmalarına duyulan güveni de zedelediğini belirtiyor.
Bakmadan Geçme