Malatya Kayısısı AB Tescili Tartışmalarında Gerçekler: Bilim ve Coğrafya Ne Diyor?
Malatya Kayısısı AB Tescili Tartışmalarında Gerçekler: Bilim ve Coğrafya Ne Diyor?
Malatya Kayısısı AB Coğrafi İşaret Tescili: Gerçekler, Bilimsel Temeller ve Bölgesel Polemiklere Yanıt
Son dönemde Elazığ’ın özellikle Baskil ilçesinde gündeme gelen “kayısı tescili” tartışmaları, Doğu Anadolu’nun iki köklü komşu ili olan Malatya ve Elazığ arasında gereksiz bir rekabet algısı oluşturmuştur. Elazığ’dan bazı çevreler, “Baskil Kayısısı” adıyla ayrı bir coğrafi işaret tescili talep ederken, mevcut “Malatya Kayısısı” Avrupa Birliği (AB) Coğrafi İşaret Tescilinin kapsamını sorgulamaktadır.
Bu tartışmaların özünde, bilimsel olarak belirlenmiş coğrafi sınırların yanlış yorumlanması ve markalaşma sürecinin ekonomik öneminin göz ardı edilmesi yatmaktadır. Bu makalede, Malatya Kayısısı’nın AB tescil süreci, coğrafi sınırları, ekolojik temelleri ve Baskil üreticilerinin bu tescil kapsamındaki yeri bilimsel ve hukuki çerçevede ele alınacaktır.
Malatya Kayısısının Coğrafi İşaret Süreci ve Bilimsel Dayanakları
Malatya Kayısısı, 2001 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından “Menşe Adı” olarak tescillenmiş, 2017 yılında ise Avrupa Komisyonu tarafından “Protected Geographical Indication (PGI)” statüsüyle Avrupa Birliği’nde koruma altına alınmıştır. Bu statü, ürünün belirli bir coğrafi bölgeye özgü doğal, iklimsel ve kültürel faktörlerin etkisiyle farklılaşmasını temel alır.
Tescil dosyasında yer alan tanımlamalara göre Malatya Kayısısı’nın üretim alanı yalnızca Malatya iliyle sınırlı değildir. Bu sınırlar, Malatya ili ve ilçeleriyle birlikte; Elazığ’ın Baskil ilçesi, Sivas’ın Gürün ilçesi, Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesi ve Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçelerini de kapsamaktadır. Bu bölgeler, benzer mikroklima özellikleri, rakım düzeyleri (900–1300 m), yıllık ortalama sıcaklık (12–14°C) ve yağış rejimleri (300–400 mm/yıl) gibi iklimsel faktörler açısından ortak özellikler taşımaktadır.
Bu bilimsel veriler, tescil coğrafyasının keyfi değil; agro-ekolojik analizler, toprak verimliliği etütleri ve iklim korelasyonları esas alınarak belirlendiğini göstermektedir. Bu nedenle Baskil ilçesi, doğal olarak Malatya Kayısısı menşe alanı içinde yer almakta ve tescilin sağladığı koruma ve marka değerinden doğrudan yararlanmaktadır.
Polemiklerin Kökeni ve Yanlış Anlamalar
Elazığ’da bazı siyasetçiler ve kurum temsilcileri, Baskil Kayısısı’nın “ayrı bir kimliğe sahip” olduğu gerekçesiyle yeni bir tescil talebinde bulunmuştur. Ancak bu yaklaşım, AB tescil sisteminin yapısını tam olarak yansıtmamaktadır.
AB’de bir ürünün “Protected Geographical Indication” olarak tescil edilmesi, o ürünün belirli bir bölgeye özgü üretim koşullarını temsil ettiğini, ancak o bölgenin tamamında benzer koşullar altında yetiştirilen ürünlerin de aynı tescilden yararlanabileceğini ifade eder. Dolayısıyla Baskil üreticileri, mevcut AB tescili kapsamında “Malatya Kayısısı” markası altında üretim yapma ve ihracat gerçekleştirme hakkına sahiptir.
Ayrı bir “Baskil Kayısısı” tescili talebi, mevcut markanın uluslararası tanınırlığını zayıflatma ve ticari bir parçalanma riski taşımaktadır. Malatya Kayısısı, Türkiye’nin en güçlü tarımsal markalarından biridir; yıllık ihracatı 100 bin tonu aşmakta, dünya kuru kayısı pazarının yaklaşık %80’ini karşılamaktadır. Bu güç, tek bir marka altında sağlanmaktadır. Markanın bölünmesi, hem Malatya hem Elazığ üreticileri için ekonomik kayıp anlamına gelir.
Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Etkiler
Malatya ve Baskil, tarihsel olarak kayısı üretiminde tamamlayıcı bir ilişki içindedir. Baskil, Fırat Nehri’ne yakın konumuyla mikroklima etkisi yaratırken, Malatya Ovası yüksek verimlilik oranlarıyla öne çıkar. Her iki bölge de Hacıhaliloğlu, Kabaaşı ve Hasanbey gibi tescilli çeşitlerin üretiminde kritik rol oynar.
Bu nedenle, kayısı üretiminin “Malatya” adıyla markalaşması, Elazığ’daki üreticilere karşı değil, onlarla birlikte geliştirilen bir tarımsal başarı hikayesidir. Coğrafi işaret sistemi, bir “mülkiyet hakkı” değil, ortak üretim ve kalite standardı koruma mekanizmasıdır.
Çözüm Önerileri ve Ortak Kalkınma Modeli
Tartışmaların son bulması için, iki ilin kurumları arasında bilimsel temelli bir diyalog platformu oluşturulmalıdır. Bu kapsamda:
Alt Kategoriler Modeli: Malatya Kayısısı markası altında “Baskil Alt Menşei” veya “Fırat Vadisi Alt Bölgesi” gibi alt tanımlar oluşturularak yerel kimlik korunabilir.
AB Fonlarıyla Ortak Projeler: Sürdürülebilir üretim, iklim dayanıklılığı ve organik sertifikasyon gibi alanlarda Malatya ve Elazığ üreticilerinin ortak projeler yürütmesi sağlanabilir.
Pazarlama İşbirliği: İhracatta Malatya Kayısısı markası altında Elazığ ürünlerinin görünürlüğü artırılabilir. Böylece bölgesel sinerji korunur.
Akademik Katkı: İnönü Üniversitesi, Fırat Üniversitesi ve Tarım Bakanlığı araştırma enstitülerinin iş birliğiyle, bölgeye özgü kayısı genetik varyasyonlarının kayıt altına alınması teşvik edilmelidir.
Malatya Kayısısı’nın Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili, sadece bir il veya kurumun değil, tüm bölgenin tarımsal mirasını temsil etmektedir. Tescil sınırları, bilimsel ve ekolojik verilere dayanmakta; Baskil dahil çevre ilçeleri de kapsayarak bölgesel kalkınmayı hedeflemektedir.
Bu nedenle, ayrı tescil arayışları yerine işbirliği temelli bir üretim modeli, hem Malatya hem Elazığ çiftçileri için daha sürdürülebilir ve kazançlı bir yol olacaktır.
Kayısı ağaçları sınır tanımaz; bu ortak miras, bilimsel gerçekler ve kardeşlik bilinciyle korunmalıdır.
Bakmadan Geçme





