• Haberler
  • Gündem
  • Mehmet Metiner'den DEM Parti'ye sert eleştiri: 'Yeni paradigmayı gölgeleyen bir bildiri'

Mehmet Metiner'den DEM Parti'ye sert eleştiri: 'Yeni paradigmayı gölgeleyen bir bildiri'

AK Parti eski milletvekili ve Demokrasi ve Birlik Derneği/Vakfı Genel Başkanı Mehmet Metiner

AK Parti eski milletvekili ve Demokrasi ve Birlik Derneği/Vakfı Genel Başkanı Mehmet Metiner, DEM Parti'nin 22 Mayıs 2025 tarihli Parti Meclisi toplantısının ardından yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi. Metiner, söz konusu bildirinin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının içeriğiyle çeliştiğini belirtti.

Metiner açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

 

“Üzülerek belirtmek isterim ki DEM’in bu ideolojik anlayışı da, dili de Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi çağrıdaki anlayış ve dil ile bağdaşmamaktadır. Bu bildiri, Öcalan’ın ortaya koyduğu yeni paradigmaya da, fesih ve silah bırakma çağrısındaki amaca da gölge düşürücü niteliktedir. Öcalan’ın yeni paradigması, PKK/DEM’in yaslandığı eski ideolojiyi toptan rafa kaldırırken, DEM bildirisi o eski anlayışı bayraklaştırmaya devam ediyor.”

Metiner, DEM Parti’nin kendisini “kurucu özne” olarak tanımlamasını ve “mücadele ile müzakere” vurgusunu da eleştirerek, bu söylemlerin süreci sabote etmek isteyen çevrelere alan açtığını öne sürdü.

“Sürecin yönünün mücadele ve müzakereyle şekilleneceği ifadesi, Öcalan’ın paradigmasının altını oymaktadır. Süreci devletin insafına bırakmamak adına kullanılan bu dil, aslında süreci baltalayan bir sabotaj zeminine hizmet etmektedir” diyen Metiner, DEM Parti’nin, Öcalan’ın açıklamalarına uygun şekilde siyaset yapmadığı sürece güven ortamının güçlenmeyeceğini belirtti.

DEM Parti’den “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” Vurgusu

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ise 22 Mayıs 2025 tarihinde Ankara'da gerçekleştirdiği Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesinde, sürece dair farklı bir yaklaşım ortaya koydu. Parti, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı yeni bir dönemin başlangıcı olarak tanımladı ve demokratik çözüm sürecine dair sorumluluk üstlendiklerini açıkladı.

Bildiride şu değerlendirmelere yer verildi:

“Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı, barışa ve demokratik çözüme dair yeni bir diyalog zeminini mümkün kılmıştır. Bu süreç aynı zamanda demokratik mücadele olanaklarını genişletmiştir.”

Parti, barış ve demokratik çözüm süreçlerinin riskler barındırdığını kabul ederek şu ifadeleri kullandı:

“Barış süreci önemli fırsatlar barındırsa da ciddi riskleri de içermektedir. Sürecin yönü, mücadele ve müzakerelerle şekillenecektir. Bu nedenle ideolojik ve örgütsel mücadeleyi büyütmek ve sürecin Türkiye halkları açısından kazanıma dönüşmesini sağlamak partimizin temel görevidir.”

DEM Parti, Kürt sorununun çözümünün, Türkiye’nin demokratikleşmesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurgularken, gençler, kadınlar ve emekçileri bu sürecin “en dinamik bileşenleri” olarak nitelendirdi. Bildiride ayrıca, “Barışın inşası, sadece bir çözüm süreci değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm projesidir” denildi.

Parti, bildiride şu hedeflere de yer verdi:

Türkiye’nin demokratik dönüşümünde kurucu özne rolünü üstlenme,

Barış talebini toplumsallaştırma ve geniş kesimlere yayma,

Devlet ile yürütülecek diyaloğun toplumsal barışa evrilmesi için mücadele etme.

Karşılıklı Farklılaşan Yorumlar: Sürecin Rotası Tartışılıyor

Mehmet Metiner’in sert eleştirileri ve DEM Parti’nin sürece dair çizdiği çerçeve, Türkiye kamuoyunda Kürt meselesine dair yürütülen barış ve çözüm tartışmalarının yönüne dair iki farklı perspektifi ortaya koydu. Öcalan’ın 27 Şubat çağrısının ardından şekillenmeye çalışan yeni dönemde, tarafların pozisyonları, bu sürecin toplumsallaşıp toplumsallaşmayacağına ve siyasi aktörlerin sorumluluk alıp almayacağına ilişkin tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Kaynak : PHA

Bakmadan Geçme