- Haberler
- Kültür Sanat
- Tavas'ta Bir Gün
Tavas'ta Bir Gün
Denizli'ye yaklaşık 40 km mesafede yer alan, köyleriyle birlikte yaklaşık 60 bin nüfusa sahip olan ilçemiz Tavas tarihi, kültürü ve doğal güzellikleriyle parlayan bir yerleşimdir.
Denizli’ye yaklaşık 40 km mesafede yer alan, köyleriyle birlikte yaklaşık 60 bin nüfusa sahip olan ilçemiz Tavas; tarihi, kültürü ve doğal güzellikleriyle parlayan bir yerleşimdir.
Yaz tatilinin bir gününü Tavas’a ayırdık. Ancak Tavas, gez gez bitmeyecek bir yer. Derin kültürü, tarihi mirası ve zengin mutfağıyla keşfedilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Bir günde ne gezilecek yerleri bitirebildik ne de tüm lezzetlerini tadabildik. Tavas için en az üç günlük bir gezi planı yapmak gerekiyor.
Sarı İsmail Sultan Ziyareti
Yolda ilk dikkatimizi “Sarı İsmail Sultan” yazılı sarı tabela çekti. Türbeyi ziyaret ettik ve anlatılan menkıbeleri dinledik. 1260-1350 yılları arasında yaşamış olan Türkmen dedesi Sarı İsmail Sultan, Hacı Bektaş-ı Veli’nin halifesi olarak biliniyor. Konar-göçer Türk topluluklarını sosyal ve düşünsel açıdan yönlendiren önemli bir şahsiyet.
Tavas Merkez: Kültür ve Zanaatın Kalbi
Tavas’a girişte bizi Köpekçi Nuri Efe’nin heykeli karşıladı. İlçe meydanını ve çarşısını gezdik. Hâlâ geleneksel yöntemlerle üretilen folklor elbiseleri ve körüklü çizmeleri yapan zanaatkârlara selam verdik. Tavas, sanat ve zanaat açısından zengin bir kültüre sahip.
Apollonia Salbace: Tarihin Derinliklerine Yolculuk
Tavas Ovası’nın birçok noktasında yer alan antik kentlerde henüz arkeolojik kazılar başlamamış. Bunlardan biri olan Apollonia Salbace Antik Kenti, Medet Höyüğü üzerinde kurulmuş ve hâlâ gün yüzüne çıkmayı bekliyor.
Medet köyü sınırlarında bulunan bu antik kent, batıda Caria, güneyde Likya, doğuda ise Frigya ile bağlantılı antik yolların kesiştiği stratejik bir noktada yer alıyor. İlk yerleşimin Tunç Çağı’na kadar uzandığı, en parlak dönemini ise Roma döneminde yaşadığı anlaşılıyor. Hadrianus dönemine ait Apollon Tapınağı’nın temelleri ve yazıtları günümüze kadar ulaşmış. Kentin kendi adına bastığı sikkelerde tanrısal motifler bulunuyor.
Terracota ve Kültürel Miras
Medet Köyü'nde rahmetli Necip Savcı’nın pişmiş toprak (terracota) atölyesini ziyaret ettik. Bu geleneksel sanat, oğlu Hasan Savcı tarafından yaşatılmaya devam ediyor.
Hırka Köyü: Tarihin Sessiz Tanıkları
Bir sonraki durağımız Hırka Köyü oldu. Burada Hırka Camii'ni ve Tavaslıoğlu ailesi tarafından yaptırılan büyük tarihi konağı gezdik. Her iki yapı da mimarisiyle bizi büyüledi. Konağın kırsal turizme kazandırılabilecek büyük bir potansiyeli var. Ancak ciddi biçimde yıpranmış ve neredeyse yıkılmak üzere. Kamulaştırılarak restore edilirse Hırka Köyü'ne can suyu olabilir.
Bağlar Mesireliği ve Tavas Mutfağı
Tavas'ta mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri de Bağlar Mesireliği. Asırlık dev ağaçların gölgesinde çayımızı içtik, dinlendik. Bu bölgede meşhur Tavas pidesi yapan birçok dükkân var. Özellikle tahinli, ballı, cevizli pideyi mutlaka tadın. Ancak aklımız Tavas güvecinde kaldı. Bir günde Tavas’ın tüm yöresel yemeklerini tatmak imkânsız. Bir de Tavas baklavası var ki gerçekten evlere şenlik!
Tavas’a giderseniz mutlaka yoğurt da alın. Tavas yoğurdu da bölgenin meşhur lezzetlerinden.
Televizyon Programı ve Belgesel Çalışması
Tüm bu anlattıklarımızı oğlum Ayber Deniz Alkaya ile birlikte kayda aldık ve Tavas’ı anlatan bir televizyon programı hazırladık. Yakında televizyon ekranlarında olacak. YouTube kanalımızda da yayına başladık. İlginizi çekeceğini umuyorum.
Tavas’ı Keşfetmek İçin En Az Üç Gün Şart
Nikfer, Derinkuyu, Gümüşdere, Kozlar gibi köyler için ayrı bir gün; Kızılcabölük içinse başlı başına bir gün ayırmak gerekiyor. Tavas; sazı, sözü, zeybeği, tarihi ve doğal güzellikleri, mutfağı ile adeta bir cennet. Yaz bitmeden bir gezi rotası oluşturup keşfetmenizi tavsiye ederim. Profesyonel kameraman desteğiyle en az üç bölümlük bir Tavas belgeseli rahatlıkla hazırlanabilir. Ben, bir gün süren gezimizle şimdilik bir bölüm hazırlayarak Tavas’a armağan ettim. Umarım devamı gelir.
Kırsal Turizmle Kalkınma Mümkün
Kırsal turizmin canlandırılması köylümüzün gelirini artırır. Yaz tatili, ilçelerimizi keşfetmek için büyük bir fırsat. Keşke belediyelerimiz, profesyonel rehber eşliğinde bu tür geziler organize etse. Ancak sanat, tarih, kültür gibi “ince işler” için ne zaman var ne de bilinç. Denizli’de zaman zaman kırsal kalkınma çalıştayları düzenleniyor. Yıllardır bu alanda yazmama ve Türkiye Ziraatçılar Derneği Denizli Temsilcisi olarak çalışmama rağmen ne beni ne de temsil ettiğim derneği bu tür etkinliklere davet eden oluyor.
Yine de yılmadan, Denizli kırsalının kalkınması için çaba göstermeye, kırsal turizme katkı sunmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz: Kırsal kalkınırsa, memleket kazanır.
Doç. Dr. Devrim Alkaya
İnş. Yük. Müh., Kamu Yöneticisi, Tarımcı
Türkiye Ziraatçılar Derneği
Denizli Temsilcisi
Bakmadan Geçme





