Erkan Akan

Allah Rızka Kefil, Lükse Değil

Erkan Akan

İnsan, yeryüzüne halife olarak gönderildi. Göklerde nice yıldızlar arasında, yeryüzünde taşlar, ağaçlar ve hayvanlar arasında bir tek insan, akıl ve kalp ile şereflendirildi. Ve o insana, yaşaması için rızık da verildi. Zira rızık, Rabbimizin üzerine aldığı bir teminattır. Lakin bu teminat, yaşamak içindir; gösteriş için değil, israf için değil, nefsin sınırsız arzusunu doyurmak için hiç değildir.

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur:

> "Nice canlılar vardır ki rızıklarını kendileri temin edemezler. Onları da sizi de Allah rızıklandırır."
(Ankebut, 60)

 

Rızık, Allah’ın kullarına olan bir rahmetidir. Lüks ise çoğu zaman nefsin sesidir. Allah, kuluna "sana yetecek kadar" olanı vaat eder; fakat nefis, "daha fazlasını" fısıldar. İnsan bu fısıltıya kulak verdiğinde huzur kaçar, kanaat terk edilir ve bir ömür doymaz açlık başlar.

Oysa Hz. Peygamber (s.a.v) buyurur:

> "Gerçek zenginlik, mal çokluğu değildir. Gerçek zenginlik, gönül zenginliğidir."
(Buhârî, Rikâk 15)

 

Gönlü zengin olan insan, azla kanaat eder, azla mutlu olur. Sofrasında üç zeytin varsa, üçünü de şükürle yer. Üzerinde bir ceket varsa, onu da nimet bilir. Gözü komşunun markasında değil, Rabbinin lütfunda olur. Oysa lüks tutkunu insanın içi yandıkça yanar. Ev büyür ama huzur küçülür, araba alınır ama mutluluk yolda kalır, dolaplar dolar ama kalp hâlâ boştur…

Bugünün dünyasında reklamlar, modalar, vitrinler bize sürekli şunu fısıldar: "Yetinme, daha fazlasını iste!" Oysa Rabbimiz, kalbimize başka bir fısıltı indirir:

> "Şükrederseniz artırırım."
(İbrahim, 7)

 

Ama bu artış, sadece malda değil; huzurda, berekette ve gönül ferahlığındadır. Kim şükrederse, azı çok yapar. Kim kanaat ederse, yoklukta bile tok olur.

İsraf, nimeti inkâr etmektir. Lüks uğruna yapılan harcamalar, çoğu zaman ihtiyaç değil, ihtirasın ürünüdür. İnsan, ihtiyacını değil, egosunu doyurmak için alışveriş yapar hâle gelmiştir. Oysa Rasulullah (s.a.v) bir gün bile karnını tam doyurmadan yaşadı. Sahabe efendilerimiz, bir hırkayı dönüşümlü giydiler. Onlar yok muydu? Vardı. Ama lüks istemediler; çünkü onlar rızka talipti, nefsin arzularına değil.

Rızık; sabahın seherinde edilen dua ile, helal bir lokma için alın teri ile, bir yetimin başını okşamakla çoğalır. Lüks ise çoğu zaman faizin, gösterişin ve borcun diğer adıdır. Rızık berekettir, lüks ise çoğu zaman felakettir.

Kimi zaman bir tas çorba, bir dilim ekmekle kalpler doyar. Ama lüks sofralarda, yüz çeşit yemek içinde bile ruhlar açtır. Çünkü lüks doyurmaz, sadece göz boyar.

Ey kalbim!
Rızık için endişelenme, çünkü Rabbin kefildir. Ama lükse özenme, çünkü o senin fıtratına yük olur. Herkesin yaşadığına bakma; herkes kendi sınavında. Sen gönlünü Rabbine aç, O seni darlıkta da genişlikte de bırakmaz.

Ne güzel demişler:

> “Kanaatkâr gönül, hazinenin ta kendisidir.”

 

Unutma: Allah rızka kefildir, ama lükse asla…


---

Duamız olsun:

> “Allah’ım, bizi helalinden kazanıp, helalinden yiyen, azla yetinip çokça şükreden kullarından eyle. Kalbimize kanaat, gönlümüze huzur, soframıza bereket indir. Âmin.”

 

Erkan Can Akan


---

Kaynakça:

1. Kur’ân-ı Kerîm, Ankebut Suresi, 60. Ayet


2. Kur’ân-ı Kerîm, İbrahim Suresi, 7. Ayet


3. Buhârî, Rikâk, Hadis No: 15


4. İmam Gazâlî, İhya-u Ulûmiddin, Cilt: 3


5. Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Lem'alar, 24. Lem'a


6. İmam Rabbânî, Mektûbât, 1. Cilt, 266. Mektup

Yazarın Diğer Yazıları