Erkan Akan

Cahillere Karşı Tavrımız Ne Olmalı?

Erkan Akan

Cahillik, sadece bilmemek değildir; bile bile gerçeğe sırt çevirmek, hakkı kabule yanaşmamak ve kalbin gözünü kapatmaktır. İslâm âlimleri, cehaleti ikiye ayırır: Cehl-i basit (bilmediğini bilmek) ve cehl-i mürekkep (bilmediğini bilmediğini sanmak). İkincisi, en tehlikeli olanıdır. Çünkü böyle kimseler, hem yanlışında ısrar eder hem de öğüt kabul etmezler.

Kur’ân-ı Kerîm, mü’minin cahile karşı tavrını şu ayette tarif eder:

> وَعِبَادُ الرَّحْمَٰنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا
“Rahmân’ın kulları, yeryüzünde alçakgönüllü yürürler; cahiller kendilerine laf atınca ‘Selâm’ der geçerler.” (Furkan, 63)

 

Bu ayet, mü’minin vakarını, dilini ve kalbini korumasını emreder. Cahile cevap vermek yerine, sözü kısa kesmek, gürültüye girmemek, aslında ilmin vakarındandır.


---

Âlimlerin İkazları

İmam Gazâlî, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn’de şöyle nasihat eder:

> “Cahille münakaşadan sakın! Zira bu, kalbine kasvet verir. Hikmet, lâyık olmayana verilirse zayi olur. Hikmeti saklamak ise, ehline zulümdür. Sen, fayda verecek yerde söyle; fayda vermeyecek yerde sus.”
(الإحياء علوم الدين، ج: ١، ص: ٣٩٦)

 

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî’de der ki:

> “Cahille tartışma! Çünkü onun cehaleti, senin ilmini boğar. İnciyi çamura atma; o incinin değerini bilmez.”
(جهل با جاهل چو گویی، بوالعجب / در میان بحر، اندر گل زنی دُرّ به شب)

 

İbn Atâullah el-İskenderî, Hikem-i Atâiyye’de buyurur:

> “Cehalet sahibinin sözü, ancak onu dinleyen akılsızlara tesir eder. Sen ona cevap vererek kendini küçültme.”

 

İmam Rabbânî Mektubat’ında şöyle der:

> “Cahile kızmak, onu hakka yaklaştırmaz. Onun cehaletine sabretmek, nefsin en büyük terbiyesidir.”

 


---

Resûlullah’ın (s.a.v.) Öğrettiği Üslup

Rasûlullah (s.a.v.) bir hadis-i şerifte şöyle buyurur:

> إِنَّ الرِّفْقَ لَا يَكُونُ فِي شَيْءٍ إِلَّا زَانَهُ، وَلَا يُنْزَعُ مِنْ شَيْءٍ إِلَّا شَانَهُ
“Yumuşaklık hangi şeyde olursa onu süsler; hangi şeyden alınırsa onu çirkinleştirir.” (Müslim, Birr, 78)

 

Bu demektir ki, cahile karşı bağırmak, hakarete varmak, hakka davetin tesirini yok eder. Ancak bazen susmak değil, hakikati açıklamak gerekir. O zaman da üslup, kırıcı değil, öğretici olmalıdır.


---

Günümüz İçin Uygulama

Bugünün dünyasında sosyal medya, sohbet meclisleri ve günlük hayatta cahillerle karşılaşmak kaçınılmazdır. Burada mü’minin ölçüsü şudur:

Fayda verecekse hikmetle konuşmak.

Fayda vermeyecekse vakar ve selâmetle uzak durmak.

Kin ve öfkeyi değil, sabır ve dua ile mukabele etmek.


Bazen bir tebessüm ve sükût, en kuvvetli cevap olur. Zira susmak, cehalete verilen en vakarlı cevaptır.


---

Kaynakça:

1. Kur’ân-ı Kerîm, Furkan, 63.


2. Gazâlî, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn.


3. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî.


4. İbn Atâullah el-İskenderî, Hikem-i Atâiyye.


5. İmam Rabbânî, Mektubat.


6. Müslim, Birr, 78.

 


---

Hazırlayan:Erkan Can Akan

Yazarın Diğer Yazıları