Erkan Akan

Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okumaktan Önemlisi Güzel Yaşamaktır

Erkan Akan

Günümüzde camilerde, televizyon ekranlarında, hatta uluslararası platformlarda Kur’an-ı Kerim’i güzel okuma yarışmaları düzenleniyor. Şüphesiz ki Kur’an’ı güzel sesle, makamla, gönülleri titretecek bir eda ile okumak çok kıymetlidir. Resûlullah (sav) da “Kur’an’ı seslerinizle güzelleştiriniz” buyurmuştur. Ancak burada unutmamamız gereken bir hakikat var: Kur’an-ı Kerim’in asıl maksadı güzel okunmak değil, güzel yaşanmaktır.

Kur’an, sadece tilavet edilmek için değil, hayatı inşa etmek için gönderilmiştir. Nice insanlar vardır ki Kur’an’ı mahreçlerine, tecvidine, makamına uygun şekilde okur; dinleyenler mest olur. Fakat aynı kimseler, okudukları ayetlerin gereğini yaşamadıkları için Kur’an onlara bir şahit, hatta bir hüccet olarak karşılarına çıkar. Halbuki Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz, “Bu (Kur’an), kendisiyle amel edilsin diye indirildi” (Sâd, 29) buyurmaktadır.

Bir düşünelim:
Eğer Kur’an’ın mesajı sadece güzel bir sesle tilavet edilmek olsaydı, onu getiren Peygamber Efendimiz (sav) hayatta en güzel okuyucu olurdu ve tek örnek olarak bu yönüyle bize yeterdi. Oysa Efendimiz, Kur’an’ı sadece okuyan değil, bizzat yaşayan bir Kur’an’dı. Hz. Âişe validemize “Onun ahlakı nasıldı?” diye sorulduğunda verdiği cevap çok manidardır: “Onun ahlakı Kur’an’dı.” (Müslim, Müsâfirîn, 139)

Bugün toplum olarak en büyük ihtiyacımız, Kur’an’ı gök kubbede güzel sedalarla dinlemekten ziyade, gündelik hayatımıza indirmektir. Ticaretimizde, aile hayatımızda, dostluklarımızda, hatta düşmanlıklarımızda Kur’an’ın ölçüsünü yaşadığımızda işte o zaman “Kur’an’ı güzel yaşama yarışması” başlamış olacaktır.

Ne yazık ki bizler bazen Kur’an’ı sadece merasimlerde, cenazelerde, özel günlerde okunan bir kitap haline getiriyoruz. Hâlbuki Kur’an, doğumdan ölüme kadar hayatın bütün safhalarında yol gösterici bir nurdur. Onun en büyük mucizesi de budur: Kalpleri nurlandırması, insanı hakka ve hayra yöneltmesidir.

Şunu unutmamalıyız ki, Allah katında asıl değerli olan şey sesimizin güzelliği değil, kalbimizin ve amellerimizin güzelliğidir. Kur’an-ı Kerim’i makamla okumak, bir başlangıçtır; ama onun emirlerini hayatımıza tatbik etmek, gerçek hedeftir.

Gelin, hep beraber şunu hayal edelim: Bir gün ülkemizde “Kur’an’ı Güzel Yaşama Yarışması” yapılsa… Birinci olan kim? Anne babasına en çok hizmet eden mi? Yetimi gözeten mi? Kul hakkına titizlikle riayet eden mi? Ticareti dürüst yapan mı? İşte o zaman toplumumuzda gerçek bir devrim yaşanırdı. Çünkü Kur’an’ın hayata taşındığı yerde adalet, merhamet, kardeşlik ve huzur da yeşerir.

Sonuç olarak, elbette Kur’an-ı Kerim’i güzel okumayı küçümseyemeyiz. Ama unutmamalıyız ki, güzel okumak bir sanat; güzel yaşamak ise bir iman meselesidir. Rabbimiz bize sadece Kur’an’ı okumayı değil, hayatımızı Kur’an’a göre şekillendirmeyi nasip etsin.


---

Dua

Allah’ım! Kur’an’ı kalplerimizin nuru, gözlerimizin feri, ruhlarımızın huzuru eyle. Bizleri onun sadece okuyucusu değil, yaşayanlarından kıl. Kur’an’ı hayatımızda rehber, ahiretimizde şefaatçi eyle. Âmin.


---

Erkan Can Akan


---

Kaynakça

Kur’an-ı Kerim, Sâd Suresi, 29. ayet.

Müslim, Müsâfirîn, 139.

Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 11.

Yazarın Diğer Yazıları