Said Yalçın

Herkesin İşine Yaradığın Kadar İyisin Bu Hayatta

Said Yalçın

Bu dünyada ne kadar iyi olursan ol, çoğu zaman insanlar seni sadece işlerine yaradığın kadar sever. Ne kadar emek verirsen ver, sabrının ve iyiliğinin bir noktadan sonra değeri kalmaz. Çünkü çağımızın ilişkileri, duygulardan çok çıkarlarla şekilleniyor.
Sabahattin Ali’nin o derin sözü boşuna değildir: “Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim.”
Ne güzel dilek… Fakat ne yazık ki, insanların çoğunun içinde kalan iyilik miktarı, artık bir bardak suyu bile doldurmayacak kadar az.

Hayatın bazı dönemeçleri vardır; kimin gerçekten dost, kiminse sadece yan rol oyuncusu olduğunu o zaman anlarsın.
Bir yakınının vefatı, geçirdiğin bir ameliyat, ya da hastalıkla geçen uzun bir dönem…
O zaman görürsün kim elini uzatıyor, kim sessizce uzaklaşıyor. 40 yıllık dostlukların bile o anlarda “ak mı, kara mı” olduğu belli olur. Çünkü iyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişinin, iyiliğe kötülük ise şer kişinin işidir.
Şeyh Edebali’nin asırlar öncesinden söylediği bu söz, aslında insan doğasının bugün bile hiç değişmediğini anlatır.

İyilik artık bir değer olmaktan çıkıp, neredeyse bir “araç” haline geldi.
İyilik yapan, karşılık beklemese bile, çoğu zaman “karşılık bulamayınca” kırılıyor.
Oysa iyilik, karşılık beklenerek yapıldığında anlamını yitirir.
Birine yardım etmek, birini anlamak, sadece “insan olduğumuz için” yeterli gerekçedir.
Ama modern insan, artık duygusal değil; hesap kitap insanı.
“Ne kazandırır?”, “Ne kaybettirir?” sorularının arasında, vicdanın sesi çoğu zaman bastırılıyor.

Bu yüzden belki de, umursamamak en sağlıklısı.
Tabii ölçüsünü koruyarak… Çünkü her şeyi fazla umursamak da, hiçbir şeyi umursamamak kadar tehlikeli.
Gerçek huzur, dengeyi bulmakta gizli.
Her şeye rağmen iyiliği seçmek ama beklentisizce;
her şeye rağmen sabretmek ama susarak ezilmeden;
her şeye rağmen gülümsemek ama kandırılmadan…

Bazen en anlamlısı, gerçekten de gülüp geçmektir.
Çünkü bazı insanların, bazı olayların ciddiye alınacak bir yanı yoktur.
Kendini tüketmek yerine, enerjini korumak gerekir.
İyiliğini suistimal edenlere değil, değerini bilenlere vermek gerekir.

Sonuçta dünya, kimsenin kalıcı olmadığı bir sahne.
Ve bu sahnede herkes, kendi rolünü oynuyor.
Kimi iyi bir insan gibi yaşayıp ölümsüzleşiyor,
kimi ise menfaat uğruna kendi insanlığını tüketiyor.

O yüzden...
İyiliği elden bırakma, ama herkesin iyiliğine harcama.
Ve unutma: Gerçek dost, işine yaradığın için değil, var olduğun için yanındadır. 
 

Yazarın Diğer Yazıları