Fadlı Doğan

Turgut Özal Tıp Merkezine Bakış

Fadlı Doğan

Ben zincirleme yakalandığım, o ismini bile anmaya çekindiğim illet hastalıklar
sebebiyle Türkiye’nin birçok üniversitesinin Tıp Fakültesi Hastanesine gittim. Kolon, Prostat
ve Rektum kanseri ile Amfizem bunlardan bazıları… Bir araştırmacı yazar olarak gittiğim
hiçbir üniversite hastanesinde Konuk Evine rastlamadım. İl dışından ve o ilin ilçelerinden
gelen hasta ve hasta yakınlarının barınma konusunda ne kadar mağdur olduklarına şahit
oldum.
Malatya İnönü Üniversitesi Rektörlüğü, Malatya Büyük Şehir Belediyesi ve Malatyalı
hayırsever işadamları (MİAD) yıllar önce bu mağduriyeti fark ederek çözüme kavuşturmuşlar.
Sosyal sorumluluk çerçevesinde İnönü Üniversitesi Rektörünün teşviki, Malatya
Büyükşehir Belediye Başkanı ve saygı değer işadamlarının katkılarıyla 2011 Yılında Turgut
Özal Tıp Merkezi Hastanesi bahçesinde 68 odalı, üç yıldızlı otel konforunda modern bir
Konuk Evinin yapımı tamamlanarak hasta ve hasta yakınlarının istifadesine sunulmuştur.
Bu Konuk Evine girişte “Evinize hoş geldiniz!” yazısı, personelin ve yöneticilerin
güler yüzü, hijyen ve temizliği ile insan gerçekten kendini evinde hissediyor.
Konuk Evinin geniş bahçesi çam ağaçları ile süslenmiş, servi ve süs çamlarının etrafı
mis gibi kokan rengârenk güller ve çiçeklerle bezenmiş. Hele bir çimleri var ki insanın
üzerinde uzanıp yatası geliyor. Ayrıca konukların serinleyip dinlenmesi için Konuk Evinin
etrafında kamelyalar ve banklar yerleştirilmiş.
Konuk Evi 3 katlı olmasına rağmen asansörü var ama insanın merdivenlerden çıkası
geliyor. Çünkü basamaklar boyunca değişik tür ve renkte çiçekler dizilmiş, insan kendini
çiçek bahçesinde hissediyor. Odalar iki kişilik olarak dizayn edilmiş, kalorifer ısıtmalı,
duşakabin banyolarında 7/24 sıcak su ve odalarda televizyon bulunuyor. Ayrıca en önemlisi
her odada iki adet namazlık, bir adet Kur’an-ı Kerim bulunmakta ve odaların tavanında
Türkçe, Arapça ve İngilizce kıbleyi gösteren bir levha yer alıyor…
Ha! Unutmadan hijyenik bir ortamda, güler yüzlü aşçılar eşliğinde sabah kahvaltısı ve
akşam yemeği de verilmektedir. Bütün bu hizmetler konukların nerdeyse göstermelik
denilebilecek cüzi miktardaki ödemeleri ve hayırsever iş adamlarının katkılarıyla
yapılmaktadır.
Kısacası daha Konuk Evinin bahçesine girerken sanki 5 yıldızlı bir tatil sitesine girmiş
gibi bir yargıya varıyorsunuz…
Konuk Evinde misafir olan bir hasta yakınına, Konuk Evi hakkında ne düşündüğünü
sordum: “Abi burayı bilmiyordum, ilk gece Malatya merkezde ucuz bir otel aradık, tabi ki
Malatya’da konforlu otel çok ama bizim bütçemize uygun değildi. Nihayet en ucuzunu
bulduk, 90 TL de ücret ödedik ama inanın ki otel demeye bin şahit gerek.” Bu konuğun
anlatısına göre şöyle bir benzetme yapabiliriz: Hani çok eskiden İstanbul’a çalışmaya giden
amelelerin kaldığı külhan oteller vardı ya! Her amele grubunun da bir başı vardı. En yiğit, en
güçlü ve en akıllı kişi kendini başkan olarak kabul ettirirdi, bu kişiye de “külhanbeyi”
derlerdi. İşte kaldıkları otel böyle bir şeymiş… Gerçi şimdi o ameleler İstanbul’un sahibi
olmuşlar ya oda ayrı bir konu.
Yıldan yıla artan konuklara 3 yıldızlı, 68 odalı misafirhanenin yetersiz kaldığını gören
Rektörümüz Sayın Ahmet KIZILAY, hayırsever işadamlarıyla temasa geçip ikinci bir
Konuk Evine ihtiyaç olduğunu ayrıntılı olarak anlatarak yardımlarını talep etmiştir.
Yapılan görüşmeler sonucu Malatya’nın hayırsever, yürekli ve cömert İşadamı
Mehmet Şahin NALBANT tek başına Üniversite Rektörlüğünün de katkılarıyla ikinci bir

Konuk Evini yapmayı taahhüt etmiştir. Bitmek üzere olan 101 odalı bu tesis, 5 yıldızlı otel
konforunda hizmet verecek şekilde dizayn edilmektedir.
Dini literatürümüzde “sadaka-i cariye” denilen bu hayırlı işlerin sevabının ebediyete
göç ettikten sonra da sahiplerine hayır getireceği hadis-i şerifle sabittir. Ne mutlu onlara!
Malatya hayırseverlerine kuru bir teşekkür etmek çok yavan kalır ancak teşekkür
etmeden geçmek de haksızlık olur. Bu nedenle başta hayırsever işadamı sayın M. Şahin
NALBANT, Rektörümüz Sayın Ahmet KIZILAY ve Turgut Özal Tıp Fakültesi Dekanı
sayın Mahmut DURMUŞ olmak üzere bu konuk evlerinin yapımında maddi manevi emeği
geçen herkesten Allah razı olsun, atalarına rahmet olsun, tüm ölmüşlerinin mekânları Cennet
olsun… Âmin…
Aslında Malatyalıların yiğitliği ve cömertliği bundan 363 yıl önce Evliya Çelebi
tarafından da tescillenmiştir. Evliya Çelebi 1655 yılında Malatya’yı ziyaret etti. Evliya
Çelebi Seyahatnamesi IV. Cilt 1. kitabında şu ifadeler geçer: “Malatya halkı genellikle
Türkler ve Kürtlerdir; ama Kürdü ve Türkmen’i çoktur. Levent, rençber, cesur, cömert ve
yiğit kavmi vardır.”
İşte Turgut Özal Tıp Merkezi Kampüsüne yapılan Konuk Evi, gerçekten de böyle
levent, cesur, cömert ve yiğit insanların torunlarına yakışır… Yiğitler diyarı Malatya’nın tüm
insanlarına selam olsun…
Kıymetli okuyucular, “İkinci Konuk Evine neden ihtiyaç duyuldu?” dediğinizi duyar
gibiyim. Rahmetli Turgut Özal’ın dediği gibi “Bakınız açıklayayım”. Çünkü Malatya Turgut
Özal Tıp Merkezinde hasta sayısı her geçen gün artmaktadır. Şu anda yatan hasta servisleri
yetersiz geldiğinden, Sayın Rektörümüz Ahmet KIZILAY özel çabaları ile yeni bir yatan
hasta binası yaptırmakta –ki kaba inşaatı neredeyse bitmiş durumdadır.
Hasta artışının sebebi ise Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesinin inovasyon
(yenilikçilik) prensibi içerisinde sürekli kendini modernize etmesi, hekimlerinin çok büyük
mucizelere imza atması ve olağanüstü emek ve çaba sarf ederek şaheserler yaratmasıdır.
Herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekir: “Acaba neden Turgut Özal Tıp Fakültesi
Hastanesi, kendi hastanesi bulunan çevre illerin ve hatta yurtdışında yaşayan
hemşehrilerimizin gözdesi haline gelmiştir?”
Buradaki hekimler ve dahi tüm çalışanlar öyle büyük bir özveriyle çalışıyorlar ki;
adeta hasta memnuniyeti onlar için bir motivasyon kaynağı olmuş durumdadır. Tabi ki burada
Rektör Hocamız Ahmet KIZILAY ve Tıp Fakültesi Dekanımız Mahmut DURMUŞ’un
da hakkını yememek lazım, demokratik ve yiğit yöneticilerin, yiğit personelleri olur.
Başta hastalığım gereği işimin düştüğü ve yaptıkları organ nakilleri ile hayat kurtaran
Gastro Genel Cerrahisi ve Onkoloji Hocaları olmak üzere Allah tüm hekimlerimizden razı
olsun, onlara sağlık versin, dert tasa göstermesin inşallah…
Hele bir Prof. Dr. Cüneyt KAYAALP var ki; kendisi Gastro Genel Cerrahisi
Profesörü, her gün sabah saat 08.00’dan gece 21.00-22.00 saatlerine kadar ameliyathaneler
arası adeta mekik dokuyor. Saat 21.00’da mesaisini bitirip eve gidişini görmeliydiniz,
yorgunluktan bitap düşmüştü ama yine de tüm zorluklara rağmen görevini başarı ile
tamamlamış yiğit bir komutan edasıyla yürüyordu. Hele bir yardımcısı var ki; Uzman Dr.
Egemen ÇİÇEK bilgisi, zekâsı ve güler yüzü ile hastalara güven veriyor. Cüneyt Hoca eve
gitmesine gidiyordu ama yine de aklı hastalarındaydı. Gastroloji Genel Cerrahisi Uzmanı
Egemen ÇİÇEK’e şöyle diyordu: “Bak Egemen, fenalaşan hastalarımız olursa mutlaka beni
arıyorsun!” Bir insan ancak bu kadar mesleğine âşık olur. Zevkle, severek, isteyerek, yürekten
gelen bir sevgi ve merhametle can-ı gönülden mesleğini icra eder. İnanınki hayran kaldım
kendisine, kim bilir o gün kaç organ nakli ve kaç ameliyat yapmıştı. İnanın ki böyle azimle
çalışma hiçbir maddiyatla karşılanamaz. Onun için hasta sağlığı tüm maddiyatların
üstündedir.

Hangisini anlatayım bilmem ki! Bütün bölümler birbirinden gayretli ahenk içinde
çalışıyor. Bütün hasta ve hasta yakınlarına ilgi alaka ve güler yüz had safhada…
Örneğin Medikal Onkolojide Prof. Dr. Emin Tamer ELKIRAN ve Radyason
Onkolojisinde Doç. Dr. Şimay GÜROCAK. Ayrıca Radyason Onkolojisinin
Teknisyenleri ve Hemşiresi Aysun Hanım sanki güler yüz gösterme ve sabır konusunda
özel eğitimden geçmiş gibiler. Hepsinden Allah razı olsun… Kısacası her bir hasta sanki
onların abisi, ablası, kardeşi ya da birinci derece akrabasıymış gibi özen gösteriyorlar.
İşte bu başarı öykülerini ve bu yüksek performansı gören ve duyan hastalar tedavi
olmak için akın akın Turgut Özal Tıp Merkezine geliyorlar. Böylece Malatyamız da diğer
hizmetlerle birlikte konuk evi konusunda da yeni adımlar atmıştır.
Malatya’nın yiğitleri,
Yönetirler devletleri.
Sevgi dolu yürekleri,
Tartışılmaz mertlikleri.
Gününüz mutlu, mutluluğunuz daim olsun…
Araştırmacı Şair Yazar Fadlı DOĞAN

Yazarın Diğer Yazıları