UMUT EDİNCE YAŞIYORSUN

Yaşamak güzel, umut etmekte, insansın madem, umutların gerçek olsun diye de mücadele edip çabalayacaksın, insansın, aklın var, budur farkın. Umut etmek, ölçüsünde beklentiye girmek hayal kırıklığı sebebi olsa da bazı bazı enerjisini artırır insanın. Umut eden insan aklıyla düşünüp ortak akıldan payını almaya başladığında mümkün değil denilenlerinde dâhil birer beşer gerçekleştiğine şahit olur. Umut etmek sadece hayalperestlik değil soyut manada bir plandır, insan ki bu planı mücadelesi ile gayreti ile programa çevirir. İnsan yaptırım uygulanan değil yapandır, muazzam büyük döngünün farkında ve etkili olabileceklerini de rol üstlenebileceklerini de bilir.
**
Dr kurtrichter’in deneyi ne çok çıktı alımına muhtaç, alalım!
1950 'lerde Harvard' da yapılan vahşi bir araştırma sırasında Dr. Kurt Richter ve ekibi suda ne kadar dayanabileceklerini kontrol etmek için fareleri suya bırakıyor.
Araştırmalarında ortalama 15 dakika içinde pes edip ve boğulduklarını tespit ediyor.
Daha sonraları araştırmacılar fareleri yorgunluktan boğulup ölmeden önce, onları sudan çıkarıp birkaç dakika nefeslenip dinlenmelerine izin verip ve ikinci raunt için tekrar suya bıraktılar.
İkinci denemede sizce ne kadar dayandılar?
15 dakika daha mı?
10 dakika mı?
5 dakika mı?
Hayır!
60 saat! Evet.
Bu bir hata değil.
Doğru! 60 saatlik yüzme. 60 saat suyun içinde kalabildiler.
İkinci test raundu farelere sonunda kurtulabileceklerine inandıkları için, vücutlarını daha önce imkânsız sandıkları şeyden uzak tutmaları gerektiği sonucuna inanmalarını ve ona göre davranmalarını sağlamıştır.
Eğer umut, yorgun fareleri bu kadar uzun süre suda tutabiliyorsa, kendine ve yeteneğine inanan ve ona uygun davranan daha da iyisini yapabilir.
İnsan pes etmediği sürece daha güçlüdür.
**
İnsanız ve aklımız var, doğrudur bazı hayvan türleri insandan daha güçlü ve farklı farklı yetenekler, kabiliyetler, özellikler taşımaktadır. İnsan için süreçle orantılı eğitim ve öğretimle, deneyim ve fark edilmemiş yeteneklerin ortaya çıkarılmasıyla mucizeler kapısını aralayabilir. Umut etmek öylesine boş boş beklemek değil umut ettiğimiz her ne ise gerçekleşmesi için aklımızla yorumlamak ve mücadele etme hallerimizdir. İnsanoğlunun keşif ve buluşlarının temelinde, başlangıcında umut vardır. İnsan akıl sahibi olduğundan umut etmesi ve mücadeleye başlama sonrası umutla beklediği her ne ise mantıklı, makul engeller olduğu kanaatine de varabilir çünkü yaşayarak görür ve beyin olarak ikna olur, kendi kendisini ikna eder ve yine de bir kazanmışlık vardır, engellerin tespiti. 
Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemekte bir beyhudelik vardır deriz, doğruluk payı da yüksek bir tespittir, yine de zaman akışı ve süreç değişimi milyarlarca katılımı farklılaştırmaktadır. Doğa hareketleri, çocuk oyunları, insanların yaklaşım ve yorumları hepimiz için yepyeni bir bakış açısına tetikleyicidir. Umut etmek ve umut etme derecemiz de enerjimizin azlığı ya da çokluğuyla doğru oranda değişim sağlar. İnsan için umut etmek öncesi elimden geleni yaptım diyebilmesi ki, umutsuzluğun panzehiri rolünü üstlenir.
Nihayetinde umut etmek, sonuca kavuşmak ya da umutsuzluğa gark olup hayal kırıklığı ile yaşamak insanın yakaladığı seviye, bakış açısı, doğuştan ruhuna giydirilmiş karakteri ve üzerine inşa ettiği kişiliği ile bağlantılıdır. Hepimiz ve her birimiz için aynı olay ve sonuçlar, bazılarımıza karamsarlık kapısını aralar bazılarımız için ise kötümserlik kapısını. Umut, enerji verir, moral verir, akılcı düşünmemize de ışık tutar, şu, şunlar da olmalıydı, şu, şunlar da yok edilmeliydi diye aklımızın faaliyetine sebep oluşturur. İnsanın neşeli, mutlu olması her zaman beklediği, istediği sonuca ulaşması ile alakalı değildir. İnsan gidişatı, süreç içerisinde yaşanan ve yaşanacakları doğru teşhis edebilme yeterliliğine ulaşmış ise kendisini güçlü ve mutlu hisseder. İnsanın asıl mutluluğu da olup bitene dair duyumsaması sonucunda değil, kendi uğraşları ve umut ettikleri, gerçekleşmesi ya da gerçekleşememe sebeplerini tam tespiti, meseleye bütünüyle vakıf olmasıdır.