6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketi sonrası o kadar çok konuşulacak konu var ki hangisinden başlayayım diye bir hayli düşündüm. Asrın felaketi öncesi alınması gerekirken alınmayan tedbirleri mi, deprem sonrası suçlu olanların kendi suçlarını yükleyebileceği bir mazlum arayışını mı? bilemedim. Felaketi yaşayanlar yaşadıklarıyla, ders çıkarması gerekenler her zamanki gibi sınıfta kalmaları ile kalakaldılar.
Ben bugün deprem öncesine gitmeyeceğim. Deprem sonrasındaki asıl akıl ve vicdan yıkıntılarına değineceğim. Asrın felaketi sonrası yıkılan binalar, enkaz altında kalan canlar, o binaları yapan müteahhitler, mühendisler, yapı denetçileri, imara açan belediyeler ve dahası. Biraz çemberi daraltınca ‘deprem değil, dayanıksız yapılar öldürür’ cümlesi üzerinde yürüyünce asıl suçlular ortaya çıkıyor. Dolayısıyla suçluluk psikolojisi içerisinde olanlar, vicdan sahibi olmayanlar, böyle zamanlarda bir suçlu ararlar ve kendilerine göre bir suçlu ilan ederler. Bunu kamuoyu algısı ile ilan ederler. Çıkıp suçlu bu demezler ve işi fısıltı gazetesi ve yeni dönemde sosyal medya algısı oluşturarak yaptılar. Hem de öyle bir yaptılar ki, suçlu zevatların hepsi sütten çıkmış ak kaşık gibi köşelerine çekilip izlediler. Allah’tan devletimiz var olsun, birçok müteahhitin elleri kelepçelenerek, cezaevine gönderildi. Bana sorarsanız sonlar gereken cezayı alacak mı derseniz, ihtimal vermiyorum. Nedenine gelince deprem yönetmeliği onları kurtaran can simidi oldu. Yaşanan asrın felaketi deprem yönetmeliğinin üzerinde gerçekleşti ve sorumlular, ‘Biz yönetmeliğe uygun yaptık ama deprem, yönetmelikte belirtilen değerlerin üzerinde oldu da binalar yıkıldı veya hasar aldı’ diyecekler.
Gelelim asrın felaketi sonrası aranan suçlunun bulunmasına. Kimi suçlu ilan edelim derken sosyal medya trolleri aracılığı ile halk ile en çok temasta kimin olması gerekiyorsa suçlu onu seçtiler. Yeni Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı suçluymuş gibi göstererek, siyasi hesabı olanlar Başkan Gürkan’ı hedefe koydular. Asrın felaketi sonrası en çok yıkımın olduğu bölgeleri sanki Gürkan imara açmış, o yapılar sanki Gürkan döneminde yapılmış gibi sosyal medya trolleri aracılığı ile algı oluşturdular. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ı suçlu ilan etmeye kalkan zevatlar, sizlerin kimler olduğunu biz iyi biliyoruz. Her seçimde Başkan Gürkan’ı göndermek için denediğiniz o kirli yöntemleri, o kirli ellerinizi Malatya halkı çok iyi biliyor. Hatta ve hatta o kirli elleriniz Malatya Büyükşehir Belediyesi içerisinde gezmeye devam ediyor. O kirli ellerinizle hizmetleri dahi aksatma yöntemine yeltendiniz. Başkan Gürkan o kadar kurt bir siyasetçi ki, sizin kirli ellerinizi görebiliyor ve birkaç noktada o ellerinizi kesti. Geç kaldı mı evet geç kaldı. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğu günün ertesinde o kirli elleri, o kirli bağları kesmeliydi. Bu felaketin suları durulsun, Gürkan bu kirli elleri kesmez ise o zaman Malatya halkı Gürkan’a hakkını helal etmez.
Ben bu yazımda kim ne demiş, kim ne yaptı, kim ne yapmalıydı gibi soruların detaylarına girmedim. Bunların hepsi ayrı ayrı yazılması gereken konular hem de detaylı bir şekilde. Ben bu yazıda deprem sonrası bazı hesaplaşmaların, siyasi çıkarların kirli oyunlarına kısaca değindim. Son olarak şunu söyleyebilirim. Suçlu aranacaksa bu sayın Gürkan değildir, öncesine gidilmeli, arşivler doğru söyler, arşivler araştırılmalıdır. Elbette Gürkan’nın eleştirilecek yanları vardır. Böyle bir felaket tecrübesi olmayanlar elbette hata yapacak, ama hatanın temelini geçmişte atanlar, yarına enkaz bırakanlar mutlaka hesap vermelidir. Herkese büyük geçmiş olsun.
