Said Yalçın

Yiğit Başkan..

Said Yalçın

6 Şubat depremzedeler için unutulmayacak bir afetti. Çok Çabuk unutuyoruz. Nitekim bu acıları unutturmayan depremin hemen sabahı sahalarda varolan, Ülkü Ocakları yiğitleri ile bugüne kadar olmaya devam eden, Çocuklarını eşini anne babasını ayda bir görüp moral depolayan ve aynı performans ile depremzedelerin yanında olan bir yiğit başkandan söz ediyorum..
Ülkü Ocakları Malatya İl Başkanı Turgay Şengönül..
Malatya Merkez'de mahalleler boş ve kimsenin girmeye cesarete edemediği yerlere giren Ülkü Ocaklarının aslanları, kurt bakışlı ülkücüler , depremzedeleri yalnız bırakmayarak onlara her daim yardımcı oldular.
Kimse kusura bakmasın bu depremde herkes sınıfta kaldı. 
STK 'lar..
Yerel Yöneticiler...
Milletvekilleri...
Şehrin İleri Gelenleri...
Gönlümüze taht kuran, yardımlarında sınıf ayrımı yapmayan Ülkü Ocakları Malatya İl Başkanı Turgay Şengönül ve ülkü ocaklarının yiğitleri Rabbim hepinizden razı olsun.
Seçim telaşı her ilde olduğu gibi acımız bitmeden, korkular daha sona ermeden, Sonumuzun Malatya ve deprem bölgelerinde belli olmadan, çadırlarda konteynırlarda kalışımız devam ederken, seçim telaşı sarmış her yeri, depremzedelerimiz acılarımız kaygılarımız bir anda unutuluvermiş...
Vekil adayları boy boy fotolar, ziyaretler çercevesinde gezilerine başlamış. Herkeste aynı nakarat.. Acılarımızı unutturacaklarmış..!
Sormazlarmı acaba sizlere? Depremden bu yana 75 gün geçti. Nerdeydiniz bugüne kadar da şimdi 2-3 gündür sahalardasınız.

Ortak dertleri Türkiye’dir Ülkücülerin.
Yeri geldiğinde ‘Kuvayi-milliye’ ruhu ile hızlıca birleşirler.
Yokluklara rağmen yolundan dönmezler…
Bedel ödemek onlar için yaşama inancıdır.
Eğilmezler, bükülmezler…
“Bu davadan döneni vurun (!) ben dönersem beni de vurun !..“
Bu cümleyi MHP camiası ve ülkücüler çok iyi bilir.
Cümle MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’e ait.
Nasıl bir inanmışlık olduğunu siz düşünün.
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama bir gerçek vardır.
Ülkücüler mert adamlardır.
Dini konularda hassastırlar.
Atatürk’e bir ülkücünün yanında asla hakaret edemezsiniz, kırmızı çizgileridir.
Vatan, bayrak, ezan denildiğinde en önde giderler…
Asker ve polis canlarıdır.

Ne diyor üstat Necip Fazıl;
“Allahsız'ın nefret,
Namussuz'un dehşet,
Yüreksiz'in heybet,
Başıboş'un mihnet,
Devrimbaz'ın zulmet,
Eyyamcı'nın şirret,
İnmeli'nin sıklet,
Anarşist'in devlet,
Komunist'in illet sandığı ve tanıdığı muhterem insanlardır...”
Bir yaşam tarzı, duruştur.
Bakın Malatya Ülkü Ocaklarına aylardır deprem bölgesi Malatya'da müthiş bir mücadele ediyorlar.Bu sıkıntılı zamanda dahi  gelen öğrencilerin taleplerine göre eğitim ve dersler veriyor. Kim anlatıyor, öğretmenler. Ahlak ve vatan sevdasından başka konuşulan yok. 
Yıllardır Ülkü Ocaklarının Kışladaki binası yıkılıyor. Buna rağmen vatandaşlara sınıf ayrımı yapmadan canla başla gece gündüz, iftar saati sahur vakti hep ama hep depremzedeler ile iç içe oldular.
Ülkücülük;
“Türk milletini en ileri en medeni ve en kuvvetli varlık haline getirme ülküsüdür”
Sadece zora düşünce “Ülkücüler nerede” diye haykırmaktansa geç olmadan bu mertliği görmek gerekir…
Grömek isteyen Malatya'lı vatandaşlarımız  öncelikle Ülkü Ocakları Malatya İl Başkanı Turgay Şengönül'e uğrayıp ülkücülerin olmazsa olması bir çayını içmeye davet ediyorum.
Varolsun Ülkü Ocakları..
Rabbim hepinizden razı olsun..

Yazarın Diğer Yazıları